Proloterapi, vücudun kendi onarım sürecini tetikleyerek bağ dokularını güçlendirmeyi amaçlayan enjeksiyon temelli bir ağrı tedavisidir. Modern fizik tedavi ve rehabilitasyon dünyasında “proliferatif enjeksiyon tedavisi” olarak da bilinir ve 1930’lu yıllardan bu yana evrimleşen tekniklerle bugün diz osteoartriti, bel ağrısı, spor yaralanmaları ve tendon patolojilerinde güvenilir bir seçenek haline gelmiştir. Yeni Vizyon Tıp Merkezi, Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı’nın güncel yönetmeliklerine uygun biçimde, hastalarına kişiselleştirilmiş proloterapi protokolleri sunar .
Enjekte edilen hipertonik dekstroz, gliserin veya PRP gibi ajanlar, lokal inflamatuar yanıt oluşturarak fibroblast aktivasyonunu uyarır. Artan büyüme faktörleri (TGF‑β, PDGF) kollajen sentezini tetikler; böylece gevşek bağlar ve tendon‑kemik birleşim noktaları yeniden organize olur. Haftalar içinde oluşan yeni kollajen çapraz bağlantıları, doku dayanıklılığını artırır ve nosiseptif uyarıları azaltır.
Çalışma | Tasarım | Katılımcı | Ana Sonuç |
---|---|---|---|
J Sports Med 2024 | RCT – diz OA | n = 90 | Dekstroz proloterapi, kontrol grubuna göre WOMAC ağrı skoru −18 puan iyileşme |
PubMed 2023 | Prospektif | Kronik LBP n = 68 | VAS ağrı skoru 6 ayda %46 azaldı |
JPMRS 2017 | Retrospektif | Diz OA n = 60 | 3 seans sonrası fonksiyon + ağrı düzelmesi %60 > baseline |
Çalışmalar, proloterapinin kronik kas‑iskelet ağrısındaki etkinliğini desteklerken, sonuçların hastaya ve protokole bağlı değişebileceğini vurgular.
Risk | Görülme Sıklığı | Yönetim |
---|---|---|
Lokal ağrı‑şişlik | Sık (1‑3 gün) | Soğuk uygulama, parasetamol |
Enfeksiyon | < %0,5 | Steril teknik, profilaksi |
Nadir alerji | Çok nadir | Acil antihistamin / Epi |
Özellik | Proloterapi | PRP | Kortikosteroid |
---|---|---|---|
Etki Mekanizması | İnflamatuar uyaran → kollajen sentezi | Otolog büyüme faktörleri | Katabolik enflamasyon baskısı |
Başlangıç Etkisi | 2‑4 hafta | 1‑2 hafta | 24‑48 saat |
Etki Süresi | 6‑18 ay | 6‑12 ay | 4‑8 hafta |
Doku Onarımı | +++ | ++++ | – |
Hukukî Uyarı: 29 Temmuz 2023 tarihli Sağlık Hizmetlerinde Tanıtım ve Bilgilendirme Yönetmeliği gereği fiyat/indirim kampanyası yayınlanamaz; bu içerik yalnızca bilgilendirme amaçlıdır. Tedavi kararı için hekim muayenesi şarttır.
1. Proloterapi nasıl etki eder?
Proloterapi seanslarında hedef dokuya enjekte edilen hipertonik dekstroz + lokal anestezik karışımı, kontrollü ve geçici bir inflamatuar yanıt oluşturarak vücudun onarım sürecini başlatır. Bu mikro‑iltihap, bölgedeki fibroblast hücrelerini ve büyüme faktörlerini (TGF‑β, PDGF, IGF‑1) aktive eder. Sonraki haftalarda artan kollajen senteziyle gevşek bağ dokusu kalınlaşır, eklem ve tendon stabilitesi artar. Mekanik stabilite sağlandıkça ağrıya yol açan anormal hareket kısıtlanır, nosiseptif uyarılar azalır ve bölgedeki beslenme‑mikrodolaşım dengesi iyileşir. Böylece kalıcı yapısal güçlenme sayesinde ağrı döngüsü kırılır.
2. Proloterapi kimlere uygulanmaz?
Aktif sistemik enfeksiyonu bulunan, enjeksiyon bölgesinde cilt lezyonu olan, kontrolsüz diyabet veya koagülopatisi (INR > 2,5) mevcut hastalar proloterapi için uygun aday değildir. Hamileliğin ilk trimesterinde, immünsüpresif ilaç kullanan veya ciddi romatizmal hastalığın alevlenme dönemindeki bireylerde de risk–fayda dengesi olumsuz olabilir. Ayrıca proliferatif ajanlara (dekstroz, lidokain) karşı geçmişte anafilaktik reaksiyon öyküsü bulunan hastalar mutlaka alternatif tedavilere yönlendirilmelidir. Hekim, ayrıntılı anamnez ve tetkiklerle kontrendikasyonları elemelidir.
3. Proloterapi kaç seans sürer?
Tedavi süresi hastanın yaşına, ağrının süresine, doku hasarının yaygınlığına göre değişir. Başlangıç protokolü genellikle 3‑6 seanslık bir plan içerir; seanslar arasında 4‑6 hafta ara verilerek dokuların kollajen sentezine zaman tanınır. Diz osteoartriti veya rotator kılıf tendinopatisi gibi kronik patolojilerde 4 seans çoğunlukla yeterli olurken, sakroiliak eklem instabilitesinde 6 seans önerilebilir. İlk iki seans sonunda ağrı‑fonksiyon skorlarındaki iyileşme değerlendirilir ve gerekirse seans sayısı revize edilir.
4. Proloterapi diz ağrısına iyi gelir mi?
Randomize kontrollü çalışmalarda hipertonik dekstroz proloterapisi, hafif‑orta dereceli diz osteoartriti hastalarında WOMAC ağrı skorunu 6 ay sonunda ortalama %40‑60 oranında azaltmıştır. Mekanizma, diz bağlarının ve kapsülünün güçlenmesiyle eklem biyomekaniğinin düzeltilmesidir. Böylece kıkırdak üzerindeki düzensiz yük dağılımı azalır, sinoviyal inflamasyon baskılanır. Ancak kireçlenme ilerlemişse (Kellgren‑Lawrence evre 4) tek başına proloterapi yeterli olmayabilir; viskosuplementasyon veya PRP ile kombine edilmesi gerekebilir. Hekim, görüntüleme bulguları ve klinik semptomları birlikte değerlendirerek tedavi kararını vermelidir.
5. Proloterapi ile PRP arasındaki fark nedir?
Proloterapi, dokuda inflamatuar uyarı yaratarak fibroblastları aktiflerken; PRP (trombositten zengin plazma) doğrudan yüksek konsantrasyonda büyüme faktörü vererek rejenerasyonu tetikler. Proloterapide hazır dekstroz solüsyonu kullanılır, PRP’de hastanın kanı santrifüj edilerek hazırlanır. PRP’nin hazırlık süresi ve maliyeti daha yüksektir; etki başlangıcı genellikle 1‑2 haftadır, proloterapide 3‑4 haftada hissedilir. Klinik çalışmalar uzun vadeli sonuçların her iki yöntemde de benzer olabileceğini gösterse de, tendinopatilerde PRP kimi zaman daha hızlı yanıt sağlar. Sıklıkla kombine protokoller tercih edilir.
6. Proloterapi fiyatları ne kadar?
Türkiye’de sağlık hizmetlerinde paket fiyat veya indirim reklamı yönetmeliklerle kısıtlanmıştır; bu nedenle kesin ücret bilgisi dijital ortamda paylaşılamaz. Seans sayısı, kullanılan ajan, USG rehberliği, disposabl malzemeler ve ek rehabilitasyon programı maliyeti doğrudan etkiler. Hekim muayenesi ve görüntüleme sonrası kişiye özel tedavi planı belirlendiğinde, toplam maliyet yazılı bilgilendirme formu ile hastaya sunulur. SGK ve özel sigorta kapsamı, merkeze ve poliçeye göre değişebileceğinden ödeme seçeneklerini danışma hattımızdan öğrenebilirsiniz.
7. Proloterapi yan etkileri nelerdir?
En sık görülen yan etki, enjeksiyon bölgesinde ilk 24‑72 saat içinde hissedilen hafif‑orta şiddette ağrı ve ödemdir; buz uygulaması ve parasetamol ile kontrol altına alınır. Enfeksiyon oranı steril protokoller sayesinde < %0,5’tir. Çok nadir vaka raporlarında sinir‑damar penetrasyonu sonucu geçici parestezi veya hematom bildirilmiştir. Hipertrofik skar ve ciddi alerjik reaksiyon olasılığı ise ekstrem derecede düşüktür. Hekim, prosedür öncesi antiseptik hazırlık ve doğru anatomi bilgisiyle bu riskleri en aza indirir.
8. Proloterapi sonrası spor ne zaman başlanır?
İlk 48 saat mutlak dinlenme ve enfeksiyon riskini azaltmak için banyo‑havuz kısıtlaması önerilir. Üçüncü günden itibaren hekim onayıyla hafif germe egzersizleri ve yürüyüşe başlanabilir. Orta düzey aerobik‑kuvvet egzersizleri genellikle 1. haftadan sonra eklenir. Yüksek şiddetli koşu, ağırlık kaldırma veya temas sporlarına dönüş için ortalama 3‑4 haftalık bir adaptasyon süresi gereklidir. Bu takvim hastanın doku yanıtına ve ağrı düzeyine göre fizyoterapist tarafından bireyselleştirilir.
9. Proloterapi bel fıtığına iyi gelir mi?
Proloterapi, disk hernisinin bizzat boyutunu küçültmez; ancak segmental instabilite ve faset eklem dejenerasyonuna bağlı mekanik bel ağrısında etkili olabilir. Lomber faset bağlarının güçlenmesi omurgaya dinamik destek sağlar, disk üzerindeki anormal basınç azalır. Hafif protrüzyonlu hastalarda ağrı kontrolü ve fonksiyonel iyileşme rapor edilmiştir, fakat ciddi nöral kompresyon bulgularında (kas güçsüzlüğü, ilerleyici nörolojik defisit) cerrahi değerlendirme önceliklidir. Spinal cerrah ve algoloji uzmanının ortak kararı esastır.
10. Proloterapi kalıcı mıdır?
Proloterapinin hedefi, kollajen matrisini kalınlaştırarak dokunun biyomekanik dayanıklılığını artırmaktır; bu yapısal kazanç doğru egzersiz ve sağlıklı yaşam tarzı sürdürüldüğü sürece yıllarca devam edebilir. Yine de yaşlanma, kilo artışı, yoğun tekrarlı travmalar gibi faktörler yeni mikro yırtıklara yol açabilir. Literatürde 18‑24 ay sonra semptom tekrarı yaşayan hastalarda tek seanslık “güçlendirme” enjeksiyonunun uzun vadeli faydayı uzattığı gösterilmiştir. Dolayısıyla sonuçları kalıcı kılmak hasta uyumu ve düzenli takiple doğrudan ilişkilidir.