Kalça ultrasonografisi, öneminin anlaşılmasından sonra ülkemizde bir çok merkezde yenidoğana rutin kalça ultrasonografisi uygulanmaya başlatılmıştır, ancak yenidoğan kalça ultrasonografisi çekimi sırasında uyulması gereken standart kurallara çoğu kez uyulmadığından üzücü sonuçlarla karşılaşıldığı da bir gerçektir.
Yeni doğan bebeklerde kalça çıkığının ortaya çıkma nedenleri çok çeşitlidir. Bu etkenlerin başında olumsuz mekanik etkenler (makat gelişi pozisyonu, kundak vb.), kalıtımsal özellikler ve bağ gevşekliği gelir.
Cinsiyet hormonlarının işlevi, esas bağ dokusu elemanı olan kollajen zincirlerine etki ederek kalitesiz kollajen yapımını sağlamak suretiyle doğum kanalındaki bağları gevşetmek ve böylece doğum olayını güvenli bir şekilde gerçekleştirmektir. Doğaldır ki bu etki sadece doğum kanalındaki bağlarla sınırlı kalmaz.
Annenin vücudundaki diğer bağları da gevşettiği ve üstelik benzer etki doğmamış bebekte de görüldüğü için, sonuçta hamileliğin son ayına girildiğinde bebeklerin kalça eklemlerinde bir gevşeklik oluşur.
Hamileliğin sona ermesiyle cinsiyet hormonlarının vücut tarafından yıkılıp atılması sonucu gevşek bağ dokusunun yerini normal bağ dokusu alır. Bu gerçekleşene kadar geçen sürede bebeklerin kalça eklemleri nispeten gevşek bir halde bulunur. 3 ila 6 hafta kadar süren bu dönemde fizyolojik gevşeklikten (laksite) söz edilir.
Her insan fizyolojik laksite döneminden geçtiği için GKD’nin oluşumunu tek başına bağ gevşekliğine yormak olanaksızdır. Ancak fizyolojik laksite içindeki bebeğin kalçası eğer zorlayıcı çevre unsurlarıyla karşılaşacak olursa GKD oluşma olasılığı doğar. Bu nedenle bu dönemde bebeklere yapılacak hoyratça müdahalelerden kaçınmamız gerekir.
Doğmamış bebekte zorlayıcı çevre unsurları makat gelişi pozisyonu, oligohidramnios, çoğul gebelik, yüksek doğum tartılı bebek ve tekrarlayan hamilelik olarak özetlenebilir.